Sual: Bir yerde dinimizle ilgili bir söz gördük. Bu sözün sahibine bakmadan, o söze göre amel etmek uygun mudur? Yani bir sözü kimin söylediği veya kim için söylendiği önemli midir?
CEVAPEvet, ikisi de önemlidir. Söyleyenin mezhebi de önemlidir. Mesela, bir kitapta, (İmam arkasında Fâtiha okumak farzdır) diye okuduk. Hemen bizim de okumamız gerekmez. Kimin söylediğine bakarız. Bunu İmam-ı Şâfiî söylemişse, bizi değil, Şâfiî mezhebinde olanları bağlar. İmam-ı a'zamın her sözü de, Şâfiîleri bağlamaz. Hadis-i şerifler de öyledir. Mezhebimizin hükmüne aykırı olan hadis-i şeriflerle amel etmemiz caiz olmaz. Hattâ mezhebimize uygun olanları da anlamamız zordur.
Sözün kim için söylendiği, herkes için mi, yoksa bir kişi için mi, âlime mi, cahile mi söylendiği de önemlidir. Zata mahsus söylenenler umuma şâmil edilemez. Mesela İmam-ı a'zam hazretleri, müctehid talebelerine, (Kaynağına bakmadan benim sözümle amel etmek sizin hiçbirinize caiz olmaz) buyuruyor. Çünkü müctehid kendi ictihadıyla hareket eder. Başkasının sözü onu bağlamaz. Ama biz Hanefiler için İmam-ı a'zam hazretlerinin sözü senettir, hepimizi bağlar. Kaynağını, delilini araştırmak gerekmez. Çünkü Muhammed Hadimi hazretleri buyuruyor ki:
Dindeki dört delil, müctehidler içindir. Bizim için delil, mezhebimizin bildirdiği hükümdür, çünkü bizler, âyet ve hadisten hüküm çıkaramayız. Mezhebin bir hükmü, âyete, hadise uymuyor gibi görünse de, yanlış değildir; çünkü âyet ve hadis ictihad isteyebilir, başka bir âyet veya hadisle değişmiş olabilir veya bilmediğimiz bir tevili vardır. (Berika s. 94)
Müctehid bir zatın söylediği söz, görünüşte dine aykırı gibi görünse bile, dine uygun tevil edilir. Sözü senet olmayan, sıradan biri ise, hiç önemi yoktur.
CEVAPEvet, ikisi de önemlidir. Söyleyenin mezhebi de önemlidir. Mesela, bir kitapta, (İmam arkasında Fâtiha okumak farzdır) diye okuduk. Hemen bizim de okumamız gerekmez. Kimin söylediğine bakarız. Bunu İmam-ı Şâfiî söylemişse, bizi değil, Şâfiî mezhebinde olanları bağlar. İmam-ı a'zamın her sözü de, Şâfiîleri bağlamaz. Hadis-i şerifler de öyledir. Mezhebimizin hükmüne aykırı olan hadis-i şeriflerle amel etmemiz caiz olmaz. Hattâ mezhebimize uygun olanları da anlamamız zordur.
Sözün kim için söylendiği, herkes için mi, yoksa bir kişi için mi, âlime mi, cahile mi söylendiği de önemlidir. Zata mahsus söylenenler umuma şâmil edilemez. Mesela İmam-ı a'zam hazretleri, müctehid talebelerine, (Kaynağına bakmadan benim sözümle amel etmek sizin hiçbirinize caiz olmaz) buyuruyor. Çünkü müctehid kendi ictihadıyla hareket eder. Başkasının sözü onu bağlamaz. Ama biz Hanefiler için İmam-ı a'zam hazretlerinin sözü senettir, hepimizi bağlar. Kaynağını, delilini araştırmak gerekmez. Çünkü Muhammed Hadimi hazretleri buyuruyor ki:
Dindeki dört delil, müctehidler içindir. Bizim için delil, mezhebimizin bildirdiği hükümdür, çünkü bizler, âyet ve hadisten hüküm çıkaramayız. Mezhebin bir hükmü, âyete, hadise uymuyor gibi görünse de, yanlış değildir; çünkü âyet ve hadis ictihad isteyebilir, başka bir âyet veya hadisle değişmiş olabilir veya bilmediğimiz bir tevili vardır. (Berika s. 94)
Müctehid bir zatın söylediği söz, görünüşte dine aykırı gibi görünse bile, dine uygun tevil edilir. Sözü senet olmayan, sıradan biri ise, hiç önemi yoktur.
Yorumlar