Günümüz toplumunda liderlik özellikleri ve yöneticilik
yetkinlikleri kurumlarda olmazsa olmaz şartlardan biridir.
Yöneticilik ve liderlik bazen eşanlamlı kullanılsa da
aslında birbirinden farklı ama tamamlayıcı kavramlar.
İşletmelerde yönetici bir işi veya projeyi yöneten ve
kumanda eden kişidir.
Liderlikte ise kişilerarası ilişkiler önemlidir.
Yöneticilik planlama, geliştirme ve organizasyon demektir.
Ancak liderliğin hiçbir zaman, hiçbir alanda kolay olduğu
söylenemez.
Bir şey açık ve kesindir ki: liderlik kuralcılık veya
despotluk değildir. Bir liderin rolü yol gösterme,
ilham verme, iletişim kurma,
güven kurma ve hedefleri başarmak için yönlendirmedir.
Birçok yönetici
aynı zamanda lider olduğunu zanneder. Ancak bu her zaman geçerli
değildir.
Bir yönetici bir hedefin tamamlanması için otoritesini kullanmadan takımı ikna edebiliyorsa liderlik özelliği gösteriyor
demektir.
Bir lider yönetici
olabilir ama bir yönetici her zaman liderlik özelliği taşımayabilir.
Bir takımın çalışmasından sorumlu olmak, sizi otomatik
olarak bir lider yapmaz. İnsanlar liderlerini kişisel duygularını ve öznel
değerlendirmelerini temel alıp içlerinden gelerek seçerler.
İnsanlar bir liderde fiziksel görünüş, sosyal ve kişisel
özellikler gibi bazı temel özellikler arar. Araştırmalar, uzun boylu ve iyi
görünüşlü erkeklerin karizmatik liderler olduklarını gösteriyor.
Eğitim büyük önem taşır
ancak karizma, çekicilik, itibar ve nezaket gibi
kişisel özellikler kadar önemli değildir.
Liderler, kendine güveni olan ve çalışanlarını dinleme özelliğine
sahip kişiler olmalıdır.
Fiziksel görünüş elbette değiştirilemez ama uygun kıyafet
seçimiyle iyileştirilebilir, diğer davranışlar da eğitimle geliştirilebilir.
Liderlik eğitimi gerçekten gerekli
mi?
Amerikalı gazeteci
ve halkla ilişkiler danışmanı Mihaela Lica'ya göre cevap
evet çünkü
ona göre lider olunur, lider doğulmaz.
Doğuştan lider gibi bir tanımlama mümkün
değildir. Bu sadece diğer insanları kolay
etkileyebilen kişiler için kullanılan bir tanımlamadır.
Herkes başkalarına yol gösterecek özelliklere zaten sahiptir
ve lider olmak o kadar da zor değildir
Bu hedefi başarmak
için eğitim ve öğrenme birlikte ilerlemelidir.
Bir lider neler öğrenmelidir? Bir mesajın etkili ve kesin
bir şekilde ulaşması başarılı bir lider olmanın hayati parçasından biridir. İyi
bir konuşmacı olmak yeterli değildir. Anlama, vücut dilini kullanma, dinleme ve
yazma gibi faktörler, iyi bir iletişimin can damarını oluşturur.
İyi bir lider, bir mesaj iletirken başka insanların yarattığı
engelleri aşmayı öğrenmelidir
Bunun için üç basit
kural vardır: zihninizi arındırın, mesajınızı basit bir dille iletin ve
mesajınızın anlaşıldığından emin olun.
Kültürel farklılıklar bazen verimli iletişim kurmayı
zorlaştırabilir. Ülkeden ülkeye bile doğru iletişim kurma tanımı değişebilir.
Almanlar ve Kuzey Avrupalılar Latin ülkelerine göre
jestlerinde daha çekimser olurken, Amerikalılar ve Avustralyalılar ne
düşünüyorlarsa onu söylerler. “Kendin ol” yaklaşımı bu ülkelerde işe
yarayabilir, doğruyu söylemek en iyi pazarlama yaklaşımıdır.
Dürüst ama nazik olmak geçerli bir yaklaşımdır.
Ama her koşulda başkalarını taklit etmekten
kaçınmalı,başkası gibi olmamalısınız.
Şu sözü şimdiye kadar pek çok kez duymuşsunuzdur: “İlk intiba çok önemlidir”. İş
hayatında bu çok
kereler kanıtlanmış
bir teoridir.
Bir görüşmenin
ilk 5 saniyesi sonraki 10 dakikadan daha önemlidir.
Kusursuz bir görünüş resmi olmasa bile her zaman iyi bir etki bırakır.
Kıyafetlerde
renkuyumu, uygun ayakkabılar ve elbiseler, düzgün bir saç kesimi, parfümünüzde
aşırıya kaçmamak, size hatasız bir dış görünüş kazandıracaktır.
Liderlik eğitimiyle ilgili elbette bir makaleye sığamayacak
kadar unsur vardır. Verimli bir iletişimin sırlarını öğrenmekten jest ve
mimikleri anlayıp kullanmaya; iyi bir dinleyici olmaktan önyargıları aşmaya;
verimli okumayı öğrenmekten not alma ve hafızayı güçlendirmeye, telefonla
konuşmaktan mektup yazmaya kadar geliştirilebilecek pek çok unsur vardır.
Çünkü günümüz toplumu sürekli değişiyor, modern yöneticiler
ve liderlerin de bu çerçevede yeteneklerini sürekli geliştirmeli ve
organizasyonları için hayati önem taşıyan bilgi birikimini kazanması gerekiyor.
Douglas McGregor, The Human Side of Enterprise-Şirketlerin
İnsan Yönü adlı kitabında Teori X, ve Teori Y isimli iki davranışsal teoriden
bahsediyor.
Teori X, kontrol ederek yönetmeyi temsil ediyor. Freud'a
göre insanlar doğal olarak tembeldir ve verimli çalışmaları için kontrol
edilmeleri ve cezalandırılmaları gerekir. Bazı yöneticiler bu söylemin doğru
olduğuna inanır.
Ancak modern dünyada
bu yaklaşımlar sizi hiçbir yere götürmez. Bu yaklaşıma sahip yöneticilerin
çalışanları bıkkınlık yaşar, işyerinde rahat olamaz, içine kapanık bir ruh
haline girer, istedikleri için değil aksi taktirde karşılaşacakları
problemlerden çekindikleri için çalışırlar. Yöneticiler bu yaklaşımın peşinden
gittikleri taktirde, çalışanların gerçek potansiyelleri açığa çıkmayacaktır.
McGregor'un Y Teori'si ise insan ilişkilerine ve iletişime
önem verir. Ahenkli bir çalışma ortamı yaratan yöneticiler çalışanlarını motive
eder.
Bu yaklaşıma göre
mutlu bir takım, bıkkın ve korkak bir takıma göre hedefleri daha hızlı ve
ustaca başarabilir. Teori Y, uygulayıcılarına kendine güven kazandırır,
çalışanlarını dinlemeyi ve onların yaratıcılıklarını ödüllendirip desteklemeyi
öğretir.
Kişinin ve şirketin
hedefleri ortak bir noktada birleştirilebilir.
Bu modern toplumların önünü açacak bir düşüncedir. İnsanlar
saygı duymak ve değerli olmak isterler.
Motivasyon ama niçin?
İyi bir lider çalışanlarını bir birey olarak görmelidir, bu
çalışmalarının karşılığını da çok geçmeden alacaktır.
Çalışanlarınızın başarıları karşısında teşekkür etmeyi
unutmayın. Bu onları motive edecektir, onların saygınlığını kazanmanız yolunda
ileri bir adımdır.
Motivasyon insan doğasını anlamak demektir.
Motivasyon bir şirketin
varlığında ve başarısında zaruri bir faktördür ve öğrenilmesi
şart olan bir yetenektir
Paranın en iyi motivasyon aracı olduğu
söylentilerini unutun.
Günümüzde en önemli motivasyon aracı iş güvenliğidir.
Maddi bir ödüllendirme karşısında çalışanlar elbette
olumlu tepki verecektir ama işlerini, şirketlerini veya yöneticilerini
sevmiyorlarsa yapabileceklerinin en iyisini yapmıyorlar demektir.
Yorumlar