Tartışma çıkmasın, kimsenin tadı kaçmasın, patron sizi kara
listeye almasın, arkadaşlarınızı memnun etmek için sustukça susuyorsanız...
Susmayın! Çünkü susmak öfke krizlerine davetiye çıkartmaktır...
SUSUYORSAM NEDENİ VAR DEMEYİN!
Ne çok duygunuzu içinize attığınızın farkında mısınız?
Sırf tartışma çıkmasın, ortamın tadı kaçmasın, patron size
takmasın, evliliğiniz kavgalı gürültü olmasın diye sustukça susuyorsunuz. Ta ki
öfkeyle patlayıp her şeyi berbat edeceğiniz güne kadar…
Karşımızdaki insanla ‘Ne olacak bu memleketin hali’ başlığı
üzerinden saatlerce konuşabiliyoruz. Çocuğumuz için hayal ettiğimiz eğitim, son
gittiğimiz tatil, hangi ünlünün kiminle beraber olduğu hakkında gayet rahat,
özgüvenli ve keyifli bir şekilde sohbet edebiliyoruz.
Ancak konu, hayatımızı doğrudan etkileyecek önemli konulara
geldi mi dut yemiş bülbüle dönüveriyoruz.
Sanki biz hiç söylemeden de müdürümüz maaşımıza zam yapacak,
aramadığı için kırgın olduğumuz arkadaşımız telepati yoluyla üzüntümüzü
hissedip arayıverecek ya da sevgilimiz o çok sinir olduğumuz davranışına birden
son verecek sanıyoruz
Neyse ki ilişki
uzmanları imdadımıza yetişiyor ve bize hayati önem taşıyan konulara nasıl girmemiz,
kendimizi nasıl ifade etmemiz gerektiği konusunda ipuçları veriyorlar.
7 ADIMDA DOĞRU DİYALOG YOLLARI
1.Kendinizi savunun Bir
kız arkadaşınızı düşünün; canı sıkkınken hiç haber vermeden sık sık kapınızı
çalıyor, sizi zorla bir yerlere götürüyor, sizin onunla görüşmeye ihtiyacınız
olduğunda ise nedense hep meşgul oluyor. Ve siz rahatsızlık vermeye başlayan bu
durumla ilgili onunla bir türlü
konuşamıyorsunuz. Geçmişte birisine karşı
kendinizi nasıl savunduğunuzu düşünün. Örneğin size ait olmayan bir ödeme
nedeniyle kapınıza dayanan kargo şirketi elemanına karşı kanınızın son
damlasına kadar nasıl tartıştığınızı ve yanlışlık ortaya çıktığında ne kadar
rahatladığınızı hatırlayın. Arkadaşınızla hislerinizi paylaştıktan sonra onun
bir süre kendini kötü hissetmesi kaçınılmaz olacaktır ama zamanla her şey
rayına oturacaktır. Bunun, bir gün aniden ona bağırıp çağırmaya başlamanızdan
ve belki de arkadaşlığınızın sona ermesinden çok daha sağlıklı bir yol olduğunu
inkar edebilir misiniz?
2.Kendinize ve ona açık olun Hangi duyguların etkisi
altında olduğunuzu düşünün; mutluluk mu, üzüntü mü, kızgınlık mı, gıpta mı,
utanç mı, öfke mi? Karşınızdaki kişinin onun için önemli olan bir günde yanında
olamadığınız için ateş püskürdüğünü, oysa sizin bugüne kadar benzer durumlarda
hep onun yanında olduğunuzu farz edelim. Duygularınızı yazın; kendinizi suçlu
hissettirdiği için ona kızgınsınız. Sizin varlığınıza bu kadar değer verdiği
için onu takdir ediyorsunuz. Sizin diğer sorumluluklarınızı da önemsemesine
ihtiyaç duyuyorsunuz.
3. Doğru zamanı seçin Doğru yer ve zaman çok önemli…
Örneğin eşinizle sosyal hayatınızın monotonlaştığını ve daha hareketli bir
yaşam istediğinizi konuşacaksınız, onun kanepede keyif yaptığı anı tercih
etmeyin. Bunun yerine beraber gittiğiniz harika bir partinin dönüşünde,
ikinizin de keyfi yerindeyken, hareketli bir sosyal yaşamın ikinize de ne kadar
iyi geldiğine vurgu yapın.
4.‘Sen’ değil ‘Ben’ dilini
kullanın Bir
konuyu tartışmaya açarken
unutmamanız gereken şeylerden
biri de sürekli eleştirmekten kaçınmanız gerektiği…
Karşınızdakini ‘Sen böyle davranıyorsun’ diye eleştirmeye başlamadan önce
sakinleşin ve o davranışın sizde hangi hisleri uyandırdığına odaklanın. Bu
duyguları dile getirirken de ‘Ben böyle hissediyorum’ ile başlayan cümleler kurun.
5. Sorun değilmiş gibi
yapmayın Biz kadınlar bazen canımızı çok
sıkan bir olay hakkında
‘hiç önemli değil’
diyebiliyor ya da bir kabahatimiz yokken sırf
sorun çıkmasın
diye özür
dileyebiliyoruz. İtiraf edin, buluşmak için sözleştiğiniz arkadaşınız yarım saat geç
geldiğinde aslında çok sinirlenmişken, sırf gecenin tadı kaçmasın diye ‘Olsun,
ben de yeni geldim zaten’ deyip tüm sinirini yutan siz değil miydiniz? Oysa
bekletilmenin size kendinizi kötü hissettirdiğini kibarca dile getirmeniz hem
sizi rahatlatacak hem daha dürüst bir arkadaşlığın yolunu açacak hem de
arkadaşınızın bir dahaki sefere daha dikkatli davranmasını sağlayacak.
6.Siz buna değersiniz İnsanların sizi dinlemek istemediğini
nereden çıkardınız? Daha en baştan 1-0
yenik başlamaya ne gerek var? Siz kendinizi değersiz hissettiğiniz sürece
örneğin patronunuz da maaşınıza zam yapmayı aklının ucundan geçirmeyecek. Böyle
hissetmek yerine iş hayatındaki başarılarınıza odaklanın; verilen işleri
zamanında bitiriyorsunuz, her ay hedef tutturuyorsunuz, müşterilerinizden
olumlu geri dönüşler alıyorsunuz. Bunların farkındaysanız, patronunuzun da fark
etmesini sağlamak sizin elinizde… Kendinizi iyi ifade edebileceğiniz, deyim
yerindeyse doğru pazarlayacağınız bir konuşma hazırlayın.
7.Harekete geçmeye hazır
olun Hangi konuda olursa olsun
uzun zamandır ertelediğiniz konuşmayı yaptıktan sonra ne kadar
rahatlayacağınızı ve tahmin edemeyeceğiniz kadar mutlu olacağınızı biliyor
musunuz? O zaman daha fazla ertelemeye gerek yok, harekete geçin… Derin bir
nefes alın, sakin sakin konuşmaya başlayın ve bu sırada daha mutlu bir gelecek
için çok önemli bir adım attığınızı aklınızda tutun.
Yorumlar