7 Ocak 2016 Perşembe

Otobüs Tarifesi

Aşağıdan konya için otobüs tarifesini bilgisayarınıza indirebilirsiniz.

Yazır-Aydınlık Otobüs Tarifesi
Alakova-Eski Garaj Otobüs Tarifesi
Meram Otobüs Tarifesi
Samanpazarı-Erenköy Otobüs Tarifesi





Biniş Ücretleri




İndirimli Elkart
1.15 TL


Tam Elkart
1.65 TL


Diğer Hizmetler




Konya 360 Sanal Tur

Konya Mobese Kameraları

Konya mobeselerden canlı izleyin.


















































Not: Tüm görüntüler, turistik amaçlı yayınlanmaktadır. Yayınlanan görüntüler kayıt edilmemektedir.

Genç KOMEK Güz Okulu

Konya Büyükşehir Belediyesi’nin Genç KOMEK bünyesinde gençlere hafta sonları Kuran’ı Kerim, değerler eğitimi, Arapça, İngilizce ve yüzme eğitimleri veren Güz Okulu’na yoğun ilgi üzerine 16 Kasım’a kadar ek kayıt imkanı tanındı.


Konya Büyükşehir Belediyesi’nin Genç KOMEK bünyesinde 8 - 16 yaş aralığındaki gençlere yönelik hayata geçirdiği Güz Okulu yoğun ilgi görüyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, KOMEK bünyesinde 2 yıldır uyguladıkları ve yoğun ilgi gören Yaz Okulu’nda, öğrencilerin öğrendiklerini Güz Okulu’nda pekiştirerek kendilerini geliştirme imkanı bulduklarını söyledi. Genç KOMEK bünyesinde ilk kez hayata geçirdikleri Güz Okulu’nda öğrencilere Kuran’ı Kerim, değerler eğitimi, Arapça, İngilizce ve yüzme dersleri verildiğini kaydeden Başkan Akyürek, yaklaşık 3 bin öğrencinin devam ettiği Güz Okulu’na gelen yoğun talep üzerine bazı kurs merkezlerinde 16 Kasım’a kadar ek kayıt imkanı tanındığını dile getirdi.

Ülkenin geleceği olan genç nesillerin milli manevi değerlere sahip, donanımlı, modern dünyayla uyumlu bir şekilde yetiştirilmelerinin büyük önem taşıdığını kaydeden Başkan Akyürek, bu amaçla eğitime Büyükşehir desteğinin artarak devam edeceğini ifade etti. Genç KOMEK’ler bünyesindeki Güz Okulu’nun Konya merkezde ve ilçelerde hafta sonları hizmet verdiğini vurgulayan Başkan Akyürek, kayıt yaptırmayanların ek kayıt fırsatını kaçırmamasını istedi.

KAYITLAR İNTERNETTEN
Kur’an-ı Kerim ve değerler eğitiminin zorunlu, yüzme, spor, Arapça ve İngilizce derslerinin seçmeli olarak verileceği Güz Okulu’nda kız ve erkek öğrenciler ayrı dersliklerde eğitim alıyor. Öğrenci grupları, yaşlarına ve Kur’an- ı Kerim dersi okuma seviyelerine göre oluşturuldu. Konya merkezde Karatay, Mengene, Meram, Mümine Hatun ve Selçuklu Hanımlar Lokalleri ile Dumlupınar, Büyük Aymanas, Bosna, Gödene kurs merkezlerinde eğitim veren KOMEK Güz Okulları, Akşehir, Bozkır, Cihanbeyli, Çumra, Doğanhisar, Ereğli, Ilgın, Karapınar, Sarayönü ve Seydişehir’de de eğitimlerini sürdürüyor. KOMEK Güz Okulu’nda tüm ilçeler ile merkezdeki bazı kurs merkezlerine 16 Kasım’a kadar www.komek.org.tr adresinden kayıt alınıyor.




Yusuf Gündoğu

İçerik yazarak para kazanmak!

2013 ocak ayında başladığım, o zamanlar adı “makale yazarak para kazanmak” olan, şimdilerde ise “içerik üretmek/ içerik yazmak” olarak adlandırılan işler konusunda maceralarımı şu başlıktaki yazılarda toplamıştım. Bu yazıları okuyanlardan, ya da sadece başlığı görenlerden gelen e-postalar beni o kadar çok yormaya başladı ki, bir güncelleme yapıp tüm sorulara toplu yanıt verme ihtiyacı duydum. İçerik üreterek para kazanmak isteyenlerden gelen e-postalarda genel olarak aynı sorular var. Ana başlıklar halinde olayı bir toparlayıp olabildiğince deneyimlerimi ve gözlemlerimi tekrar aktarmaya çalışacağım. Ama şunu bilmenizi isterim ki ben bu konuda otorite değil, aynı sizler gibi kelime işçisiyim. Ya da “sözcük emekçisi” diyelim..

içerik yazarak para kazanmak kolay bir iş değildir!

1- İçerik yazarak kimler para kazanabilir?
Bu sorunun yanıtı bana göre kısaca şöyle verilebilir: “Herkes yazarak kazanamaz!”
Çünkü dışarıdan göründüğü kadar kolay bir iş değil bu. 3 sene önce bu işlere yeni başladığımda iyi yazan da iyi yazmayan da bir şekilde para kazanabiliyordu. Çünkü piyasada bir boşluk vardı. O kadar çok kalitesiz iş üretildi ki bu süreç içinde, o kadar çok çöp yazı “makale” adı altında pazarlanmaya çalışıldı ki, Google buna önlem aldı. Artık sanal ortam yazılarında ziyaretçinin geçirdiği süreye çok önem veriyor Google örümcekleri. Ben bu konuda uzman değilim, SEO'cular bu başlığı çok daha iyi açıklayacaklardır. Yani demem o ki, okunabilir içerik üretenler kazanıyor, çöp içerik üretenler piyasadaki fiyatları aşağıya çekmeye çalışsalar da bir şekilde eleniyorlar. Çünkü bizim ülkemiz maalesef nitelikli, üniversite mezunu, okuyan, yazan, Türkçesi iyi olan işsizler cenneti! Hal böyle olunca, kötülerin elenmesi de çok doğal ve beklenen bir sonuç.
Özetle diyebilirim ki, lisedeyken yazmayı ve okumayı sevmediyseniz, ders kitabı haricinde okuduğunuz kitap sayısı bir elin parmaklarını geçmiyorsa, çantanızda kitapla yola çıkmıyorsanız, bence bu işi unutun! Böyle yaparak zaman kazanır ve hem kendinize
hem de piyasaya iyilik yapmış olursunuz. Nasıl ki herkes overlokçu olamazsa, herkes yazarak kazanamaz. Çünkü basit gibi görünen işler de yetenek gerektirir.

2- Ne tür içeriklerden para kazanılır?
Konumuz SEO uyumlu internet içerikleri. Yani e-ticaret, haber portalı, blog gibi ortamlarda yayınlanan içerikler. Kimi zaman sizden istenen şey bir ürün tanıtımı olabilir, ya da bir kategori tanıtırsınız. Örneğin tekstil ürünleri satan bir e-ticaret sitesinde “x marka tişört” ürününü 300 kelime ile tanıtmanız istenir. Ya da “montlar” kategori başlığına “mont” sözcüğünü anlatan en az 500 kelimelik bir içerik üretmeniz istenir. Son zamanlarda adından çokça söz edilen eğlenceli içerik sitelerinden birine “dizilerde bıktırıcı 5 klişe” başlığı altında 200 kelimelik bir yazı yazmanız ve bu yazıya uygun görseller bulmanız da istenebilir. Bir videoya alt yazı yazabileceğiniz gibi yemek tarifi de istenebilir sizden. Ya da bir e-ticaret sitesinin bloguna içerik üretebilirsiniz. Mesela puzzle satan bir sitenin bloguna, resimleri puzzle olarak üretilmiş ressamlar hakkında yazılar yazarsınız. Bazen çok daha zor içeriklerle karşılaşırsınız, çünkü müşteriniz tabiri caizse biraz gıcıktır... Bu kadar açıklama sonrasında ilk cümleye dönüyorum:

İnternette para kazanılan yazılar SEO uyumlu olmak zorundadır!

Google'a “SEO uyumlu içerik ne demek?” diye sorduğunuzda zaten birçok açıklama göreceksiniz. Bu konuyu araştırmayı size bırakıyorum...


3- Yazarak kazanmaya nereden başlamalı?
SEO uyumlu yazı nasıl yazılır?” konusunu öğrendikten sonra kariyer sitelerinde (daha önceki yazılarımda belirtmiştim, kariyer.net, secretcv...vs) kendinize bir özgeçmiş oluşturarak “içerik yazarı, metin yazarı” gibi aramalarla iş ilanlarına başvurmalısınız. Projesi olanları freelance çalışanlarla buluşturan sanal mecralarda da şansınızı denemenizi öneririm.

Bana gelen e-postaların arasında şöyle yazanlar çok var:

Dediğiniz internet sitelerindeki ilanlara baktım, iş bulamadım. Siz çalıştığınız işleri benimle paylaşır mısınız?”

Bu söylemi gerçekten anlamam mümkün değil. Sanki uzayda yaşıyor gibi, bir günde iş bulacağını zannedecek kadar ülkemiz gerçeklerine yabancı olan biri için ne yapabilirim?

Bulana kadar her gün bakmalısınız ilanlara” yanıtını vermeye cidden utanıyorum. Ve o kadar çok zamanımı alıyor ki bu e-postalar!

Bu olayın diğer bir boyutu ise biraz hazıra konmak oluyor, yani farkında olmadan yapılan emek hırsızlığı... Şunu anlıyorum ben:

Evdeyazar 3 senedir uğraşıyorsun, öğrenmişsin birşeyler, paylaş. Hatta çalıştığın yeri söyle, senin yerine ben çalışayım!”

Gerçekten bu konuda çok rahatsızım, e-posta kutuma bakmak bile istemiyorum bazen..
Ben iş aramak için saatlerimi günlerimi harcadıysam siz neden harcamayasınız ki? Çalıştığınız ofise girsin diye tanımadığınız insanlara referans oluyor musunuz? Peki bunu sizin için yapmamı neden benden istiyorsunuz? Açıkçası bazı e-postalar o kadar içtenlikle ve duygusal yazılmış oluyor ki, yardımcı olamadığım için üzülmeme sebep oluyor. 
Ama ben üzülmeyi hak etmiyorum!
Olabildiğince deneyimlerimi sizinle paylaşıyorum, sizse daha çok yardım etmem için beni zorluyorsunuz. “Bana iş bul!” diye, tanımadığınız bir insandan baskı görseniz ne düşünürsünüz? Biraz empati rica ediyorum. Evet işsiz olmak kolay değil, bu durumu çok iyi biliyorum. Ama kimseye bu şekilde baskı yapmayı hiçbir zaman düşünmedim. Hatta bazı postalar var ki aynen şöyle yazıyor:

Telefon numaram bu, sizden bilgi bekliyorum!”
Nasıl yani, böyle bir zorunluğum mu var benim? Neden yapayım ki? Kim yapar ya da böyle bir şeyi...

Dediğim gibi empati, biraz empati. Sevgili arkadaşlarım ben iş bulma kurumu değilim, blog yazıyorum o kadar!

Uzattım bu konuyu farkındayım, ama inanın çok sıkıldım...


4- Nerede yazacağımıza nasıl güveneceğiz?
Son zamanlarda bu işi gerçekten layıkıyla yapan siteler çıktı ortaya. Ben de içlerinden biriyle yoğun bir şekilde çalışıyorum bu aralar. Son derece profesyonel yazar panelleri var, fiyatları gayet makul, her önüne gelene iş vermiyorlar. Referans yazı istiyorlar, editör onayı veriyorlar. Yani siz paneli açıp istediğiniz konuda, fiyatını gördüğünüz yazıyı seçerek çalışmaya başlıyorsunuz. Yaklaşımlarından zaten kalitelerini anlayabiliyorsunuz. Ama bazıları var ki, nasıl etsem de yazan kişiyi sömürsem mantığındalar...
Geçenlerde bir tanesine deneme amaçlı üye oldum. Projelere verdiğiniz tekliften para alıyor, yani projeyi kazanmasanız da komisyonunu sağlama alıyor, yazdığınız yazının %25-40 arasında bir oranını komisyon olarak alıyor, üstelik varsa eğer blogunuz, orada kendi reklamlarını yayınlatma zorunluluğu da koymuş! Bir bitki adı taşıyan bu siteye dedim ki,

Sömürünün böylesini ilk kez görüyorum, haksız yere para kazanmanın üst boyutundasınız!”

Hiçbir cevap veremeyip üyeliğimi iptal ettiler. İnsan gerçekten bu kadar kurnaz olabilir mi? Şaşkınlık içindeyim...

Bazıları da utanmadan 100 kelimeye 50 kuruş teklif ediyor 2016 yılında! 3 sene önce bile öyle fiyatlar yoktu! Geçen bir tanesini eleştirdiğimde "ben işsiz insanlara istihdam sağlıyorum, bütçe bu ne yapabilirim" gibi kendince günah çıkaran bir yanıt verdi. Yani demem o ki sektör geliştikçe iyiler iyice profesyonel ve güven veren bir aşamaya gelmişler, piyasadaki köylü kurnazlarının ise sayısı belli değil!

Ne yazık ki ülkemizdeki işsizliğin bir sonucu bu durum; gerçekten utanç verici...

İyiyi bulmak için araştıracaksınız, iş deneyimlerinize güveneceksiniz. Her iş gibi yani... Yapacak bir şey yok. Ben tavsiye etmiyorum hiçbir yeri, çünkü bunu etik bulmuyorum. Kimseye de sormadım bugüne kadar nerede çalışmam gerektiğini... Karşınıza çıkan iş fırsatlarını hemen kabul etmeden önce iyi analiz etmenizi öneriyorum.

5- Ne kadar kazanılır?
Bu işi düzgün bir platformda gerekli mesaiyi harcayarak yaparsanız, bir maaş kazanabilirsiniz. Maaşın kaç lira olacağını siz belirlersiniz. “Sen ne kadar kazanıyorsun?” sorularını yanıtlamıyorum. Hayatım boyunca kimseye kazancını sormadım, bence ne kadar iyi niyetli sorulsa da böyle şeylerin konuşulması çok gereksiz, hele ki sanal ortamda! İş hakkında en ufak fikri olmayıp direkt parasını soranları ise gerçekten anlamıyorum.

6- Ne kadar zaman harcamak lazım?
Benim freelance çalışma disiplinim var, sabah 7:00 gibi oturuyorum, 16:00'ya kadar çalışıyorum. Haftasonlarını kendime ayırıyorum. Belki başkaları gece çalışıyordur. Freelance çalışmanın en büyük avantajı da bu zaten. Esnek ve özgür...

7- Blog yazarak para kazanılır mı?
Ben bu blogu yaklaşık 3 sene önce açtığımda para kazanmak birincil amacım değildi. Emek verdikçe blog para kazandırmaya da başladı. Nasıl mı, Bumerang teklifleri, reklam teklifleri, tanıtım yazısı teklifleri, ya da blogum aracılığıyla gelen proje teklifleri... Adsense hesabımda işler karışık. Orayı saymıyorum zaten. Bloglarında ürün tanıtımı yapanlar, blogu ticari bir mecra olarak görenler mutlaka daha çok kazanıyordur. Ama benim için blog öncelikle duygusal bir alan. Dolayısıyla öncelikli hedefim okunmak, para kendiliğinden geliyor...

Umarım içerik yazarlığını merak edenler için aydınlatıcı olmuşumdur. Bol şans diliyorum..

not: Yazarak Kazanmak konu başlığındaki bütün yazılarıma buradanulaşabilirsiniz.



5 Ocak 2016 Salı

Enteresan gerçeklerle azıcık eğlenelim...

Arada biraz kafa dağıtmak da lazım. Bugün hiç işinize yaramayacak bazı enteresan gerçeklerden bahseden, içerik anlamında oldukça boş bir yazı yazmak geldi içimden. Açıkçası belki de böyle bir şeye ihtiyacım vardı. Belki bir gün, “kim bir trilyon ister” gibi bir yarışmada karşınıza çıkacak sorunun yanıtı, bu satırların arasında saklıdır. Ya da ne bileyim, azıcık gülümseriz belki birlikte. Hazır mısınız, haydi o zaman... Her gerçek için yorum yapma hakkınız elbette var. Atış serbest!
Bu arada bunlar doğru mudur bilmiyorum, ben de uselessfacts.net'in yalancısıyım...

Hindistan cevizi eğer damardan enjekte edilirse son derece zehirli olur!
(Birgün, Hindistan'da gezen bir hemşire, can sıkıntısından, ya da meslekten uzaklaşmamak için biraz antrenman olsun diye, almış hindistan cevizini, cebindeki şırıngayı batırmış içine.. Şırıngasız asla çıkmaz sokağa! Çektiği beyaz sıvıyı gördüğü bir şempanzeye enjekte etmiş... O da nesi, şempanze sizlere ömür! Yani bence böyle olmuştur bu gerçeğin ortaya çıkışı, yoksa kimin aklına gelir... Aman diyeyim, hindistan cevizlerini damarlarımızdan uzak tutuyoruz bundan sonra!)

karada bir kuğu!

Çin'de Amerika'dakinden daha çok insan İngilizce konuşuyor!
(Bunu bilmeyecek ne var! Çinliler yakında dünyayı ele geçirecekler, şimdiden göz kapaklarımızı kıssak iyi olur! Bu gerçek hiç de eğlenceli değilmiş, sıradaki gelsin.)

İngiltere'deki bütün kuğular, kraliçenin malıdır!
On ikinci yüzyıl insanları için kuğu eti çok önemliymiş ve kraliyet ailesi yiyebiliyormuş sadece kuğu etini. Yani kuğular kraliçeye aitmiş. Bu İngilizler tuhaf insanlar; o gün bugündür bu geleneği bozup kuğuları özgür kılmamışlar! Hatta her yıl Thames nehrindeki kuğuların nüfus sayımı törenini gerçekleştirmeye devam ediyorlar. Kraliçe kuğuları kesip yemiyordur herhalde artık! 
 Açıkçası ben razıyım böyle bir şeye. Özgürlüğümü kısıtlamasınlar, sosyal güvencem, eşit eğitim hakkım, insan haklarım yerinde olsun, varsın ülkemdeki tüm kuğular başbakana ve ailesine ait olsun! Tapusunu elllerimle teslim ederim!

Amerikalılar dünyadaki yıllık üretilen çöpün 1/5'inden sorumludur!
Bu da beni hiç şaşırtmadı. Tüketiyorlar adamlar ne yapsınlar yani! Bizim üst seviye de fena değildir bence! Üzülmeyin tez zamanda yakalarız bu rekoru!

ne güzel bir kuğu!

Gözlerimiz doğduktan ölene kadar aynı büyüklükte kalır; ama burnumuz ve kulaklarımız hep büyümeye devam eder.
Bunu bilmeyecek ne var! Ego şiştikçe insanların burnu büyümüyor mu zaten...

Tıpkı parmak izi gibi herkesin dilinin izi de farklıdır!
Yandık desenize, bizimkilerin seveceği cinsten bir buluş bu! Karakollarda insanların dil izlerini alan ilk ülke olursak hiç şaşırmam!

İnsan vücudunda büyüklüğüne oranla en güçlü kas dildir.
O kadar konuşmaya güç lazım tabii ki, düşünün hiç susmayan kadınlar var!

Kafanızı 1 saat boyunca duvara çarparsanız 150 kalori harcarsınız!
E ne güzel işte, yiyelim içelim vuralım kafayı duvara, diyet de neymiş!

Son olarak birisi hapşırınca “çok yaşa” dememizin nedeni neymiş biliyor musunuz? Çünkü hapşırırken kalbimiz bir milisaniye duruyormuş!

Bu gerçekleri bulup yazanlar da çok yaşasınlar! Zira azıcık eğlendik, fena mı oldu...


Güzel gerçeklerle kalasınız a dostlar, bugünlük benden bu kadar!

3 Ocak 2016 Pazar

2016'da Ekonomi, Şirketler ve Personel Alımı

Bugün, özellikle iş arayanları ilgilendirecek bir konuda  misafir yazar Hüseyin Aksoy'un yazısını sizlerle paylaşmak istiyorum. Yazı için kendisine teşekkür ederim, keyifli okumalar...

Ülke gündeminin yoğun olduğu bir yılı geride bıraktık. 2016’ya girerken şirketler yeni yıla ilişkin planlarını tamamlıyorlar. Peki yeni
personel alımıplanlaması kapsamında şirketler yeni dönemde ne kadar istihdam yaratabilecekler? Tabii ki ülkemizde işsizlik maalesef bilinen bir gerçek; ancak yeni işe alımlar da durmadan devam ediyor. Yeni yılda personel ve elemanalımları kapsamında 50 şirket yaklaşık 50 bin kişiyi işe alacak! Söz konusu şirketlerin eleman alımları,yeni açılan pozisyonlar ve sirkülasyon nedeniyle boşalan pozisyonlar için yapılacak.

Yeni yılda personel alımları

Yeni yılda en çok eleman alımını hangi şirketler yapacak?

Yeni yılda en fazla eleman alımı yapacak olan ilk üç şirket ise CarreforuSA, Doğuş Grubu ve Turkcell Global Bilgi. Sadece bu üç şirket, yaklaşık 15 bin yeni eleman alımına imza atacak. Özel şirketler yanında kamu kurumları ve bankaların da her yıl gerçekleşen personel alımlarındaki payı oldukça önemli. Birçok kamu kurumu ve bankanın yeni yılda toplamda binlerce kişilik yeni personel alımı yapacağı tahmin ediliyor.

Yukarıda belirttiğimiz gibi işe alımlar durmadan devam ederken özellikle rekabetin yoğun olduğu sektörler olan finans, inşaat, perakende ve bilişim sektörleri yeni
işe alımlarkonusunda ön plana çıkıyor.

2015 yılında dış ve iç etkenlerden kaynaklanan gelişmelerden sonra ülke ekonomisinin büyüme hızının düşeceği sıkça konuşulur oldu. Kısacası ekonominin büyümesine ilişkin tahminler için iyimser denilemez. Dolayısıyla bu tahminler 2016 yılının istihdam konusunda süper geçmeyeceğinin sinyalini veriyor. Ancak durum o ki, Türkiye’nin en büyük şirketlerinin yeni yıla odaklı insan kaynakları planlamalarına bakıldığında istihdam konusunda pek de olumsuz bir tablonun ortaya çıktığı söylenemez. Çünkü yine yukarıda belirtiğim gibi bankacılık, perakende, ilaç, inşaat ve eğitim sektörlerinde işe alımların hızla devam edeceği görülüyor.

Yeni yılda hangi pozisyonlar ön plana çıkacak?


Bankalar, müşteri odaklarını her dönem yeniden tazeleyerek, müşterilerine en uygun hizmetleri sunmaya çalışıyor. Bu doğrultuda hangi pozisyonda eleman ihtiyacı doğuyorsa hızla bu pozisyonu doldurmak için eleman arayışına başlıyorlar. 

Peki 2016 yılında personelalımıkonusunda hangi pozisyonlar ön plana çıkabilir? 

Sıralayacak olursak tahminen en fazla eleman alımı yapılacak pozisyonlar şu şekilde olacaktır: Satış ve pazarlama uzman ve yöneticisi, mühendis, e-ticaret yöneticisi, sosyal medya yöneticisi, risk yönetim uzmanı, mağaza yöneticisi, bilgisayar programcılığı, veri tabanı yöneticisi, öğretmen, grafiker, iş ve çevre güvenliği uzmanı, uçak teknisyeni vs.

 İş arayan herkese bol şans..