21 Aralık 2015 Pazartesi

Dinimizde İlmin Önemi

Sual: İlim öğrenmenin fazileti nedir?
CEVAPİlim öğrenmenin fazileti çoktur. Kur’an-ı kerimde meâlen, (Bilmiyorsanız, zikir ehline [ilim ehline, âlimlere] sorun) buyuruldu. (Enbiya 7)

Âyet-i kerimedeki zikirilim demektir. Bu âyet-i kerime, bilmeyenlerin, âlimleri bulup onlardan sorup, öğrenmelerini emretmektedir. (Hadika)
Üç ayet-i kerime meali de şöyledir:
(Allah iman edenleri yüceltir; kendilerine ilim verilmiş müminleri ise, [cennette] kat kat derecelerle yükseltir.) [Mücadele 11]

(De ki, hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Bilen elbette kıymetlidir.) [Zümer 9]

(Kulları arasında Allahü teâlâdan en çok korkan âlimlerdir.) [Fatır 28]

Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki:
(İlim öğrenmek, kadın-erkek her müslümana farzdır.) 
[Beyheki]

(Beşikten mezara kadar ilim öğrenmeye çalışınız!) [Şir'a]

(Allahü teâlâ, İbrahim aleyhisselama "Ben ilim sahibiyim, ilim sahiplerini severim" buyurdu.)
 [İbni Abdilber]

Yeni Yıl İçin Alınabilecek En Güzel Hediye

Şimdi yazının başlığına bakıp hemen uçak, araba, sonsuz para diyeceğimi düşünüyorsunuz biliyorum ama bu sefer başka bir hediyeden bahsedeceğim.Yılbaşı yaklaşırken evde aile üyeleri tarafından gizli gizli işler çevrilmeye başlar. Herkes kendi hediyesini en güvenli yere saklamaya çalışır aynı zamanda diğerlerinin hediyelerini bulmaya çalışır. Bu yıl evde yılbaşı için hediyemi biraz erken buldum. Gardırobun en arkasında hışırdayan bir torba içerisinde hediye saklanırsa olmaz.
Neyse ben şu hediye kısmına geçeyim. Daha gelmeyen yılbaşının hediyesi: Oral-B şarjlı diş fırçası. Denemeye çekiniyordum ama hediye gelince keşke daha önce alsaymışım dedim kendi kendime.


Oral-B, profesyonel diş temizleme aletlerinden esinlenerek tasarlamış bu şarjlı diş fırçaları ile mükemmel bir temizlik deneyimi sunuyor. Diş plaklarını temizlemekte manuel fırçalardan çok daha etkili bir sonuç veriyor, ilk kullanımdan sonra bile daha önce sanki hiç bu kadar iyi dişlerimi fırçalamamışım gibi hissettim. Üç boyutlu oynar başlık sayesindeyse normal bir fırçanın yapamayacağı kadar hareket edip, normalde ihmal ettiğimiz ulaşamadığımız yerlere bile ulaşıyor. Fırça başlıkları dişleri tamamen sararak birçok noktaya temas ediyor ve muhteşem sonuçlar almamı sağlıyor.
Ağız bakımına çok önem veren birisi olarak bu benim için en iyi yılbaşı hediyesi oldu. Siz de yeni yılda sevdiklerinize Oral-B şarjlı diş fırçası hediye ederek onları mutlu edebilirsiniz.
Ürünleri incelemek ve yılbaşı indiriminden yararlanmak için tıklayınızBu arada, Burcu Esmersoy'lu videosunu da paylaşmadan duramadım :)



Bir boomads advertorial içeriğidir.

Far Işığıyla Tavşan Avına 2 Bin 900 Lira Ceza


Far Işığıyla Tavşan Avına 2 Bin 900 Lira Ceza

Konya’da yasak olmasına rağmen far ışığıyla tavşan avı yaptığı öne sürülen 2 avcı suçüstü yakalandı. Edinilen bilgiye göre, Doğa Koruma ve Milli Parklar 8.Bölge Müdürlüğü’ne bağlı ekipler ileJandarma timleri, Konya’nın Altınekin ilçesine bağlı Dedeler Mahallesi Düzengi mevkisinde aldığı far ışığıyla tavşan avı yapıldığı yönündeki ihbar üzerine çalışma başlattı. 

Konya’da yasak olmasına rağmen far ışığıyla tavşan avı yaptığı öne sürülen 2 avcı suçüstü yakalandı.

far-isigiyla-tavsan-avina-2-bin-900-lira-ceza-7963223_x_o
Edinilen bilgiye göre, Doğa Koruma ve Milli Parklar 8.Bölge Müdürlüğü’ne bağlı ekipler ileJandarma timleri, Konya’nın Altınekin ilçesine bağlı Dedeler Mahallesi Düzengi mevkisinde aldığı far ışığıyla tavşan avı yapıldığı yönündeki ihbar üzerine çalışma başlattı. Harekete geçen Milli Parklar ve Jandarma ekipleri, bir pikap araçla havanın karardığı saatlerde tavşan avı yaptıklarını tespit ettikleri şahıslara suçüstü yaptı. Operasyon esnasında kaçmaya çalışan avcıların içerisinde olduğu araç durdurularak arama gerçekleştirildi. Yapılan aramada avcılar tarafından vurulan bir yaban tavşanı bulunurken, avda kullanılan 2 adet av tüfeği de ele geçirildi. Avcıların avda kullandıkları araca mülkiyeti kamuya geçirilmek üzere yasal işlem başlatılmak amacıyla el konulurken, suçüstü yapılan iki avcı hakkında ise belgesiz avlanma ve avda yasak olan eşyaları kullanmaktan ötürü 2 bin 403 lira idari para cezası, 1         tavşan için ise 500 liralık tazminat olmak üzere toplam 2 bin 903 liralık para cezası uygulandı.

Doğa Koruma ve Milli Parklar 8.Bölge Müdürü Yılmaz Kocaman, yaptığı açıklamada, son denetimde avlanma süreleri dışında ve avcılık belgesi olmadan avlanan 2 kişinin ekipler tarafından yakalandığını belirterek, “Av koruma ekiplerimiz özellikle dağ köylerinde av koruma ve kontrol çalışmalarına yönelik denetimlerini artırdı. Bu kontroller aralıksız olarak devam edecek. Çalışmalarımızda vatandaşlarımızın da bizlere destek vermesini ve kaçak avcıları müdürlüğümüze ihbar etmelerini istiyoruz” dedi. – KONYA

Putin’e inat kampanya yaptı!

Putin’e inat kampanya yaptı!
Manisa’da mobilya üreticisi bir firma, Rusya’nın Türkiye’ye uyguladığı ambargoları protesto etmek amacıyla kampanya başlattı. Fabrika satış mağazasının sahibi Mesut Aldemir, mağazalarında mobilya, halı gibi ev ürünleri sattıklarını belirterek, “Rusya’nın bize uyguladığı ambargoya inat biz de Rusya’ya yapacağımız bütün ihracatı geri çektik. Hepsini Manisa halkına yarı fiyatına 12 taksitle sunuyoruz. 





Manisa’da mobilya üreticisi bir firma, Rusya’nın Türkiye’ye uyguladığı ambargoları protesto etmek amacıyla kampanya başlattı.

Fabrika satış mağazasının sahibi Mesut Aldemir, mağazalarında mobilya, halı gibi ev ürünleri sattıklarını belirterek,“Rusya’nın bize uyguladığı ambargoya inat biz de Rusya’ya yapacağımız bütün ihracatı geri çektik. Hepsini Manisa halkına yarı fiyatına 12 taksitle sunuyoruz. Bu şekilde bizde onlara ambargo koymuş olduk. Tüm ev ihtiyaçlarının hepsi satılacak. Mobilya eşyalarımız, yatak, battaniye, halı gibi ürünler yarı fiyatına satışa sunacağız. 2 milyon dolar üzerinde ihracatımız vardı. Ancak hepsini geri çektik. Ankara, Kayseri, İzmir, İnegöl fabrikalarındaki tüm ürünleri buraya getirdik. Piyasadaki mobilya sektöründeki ürünlerin hepsi bizde yüzde 50 indirimle satışa sunulacak” dedi.
putine_inat_kampanya_1450635431_0018

Adalet Bakanlığı İcra Katibi Alımı 2016



Adet Bakanlığı yeni alımlarına devam ederken son dönemde toplamda 330 kişilik alım yapacağını duyurdu. Özellikle alımlarında birden fazla kriteri göz önünde bulunduran Adalet Bakanlığı bu alımlarını 2015 yılında başlatmış olup 2016 yıl boyunca da bu alımlara devam edecektir.

ALINACAK PERSONEL
Katibi Alımı : 330 Kişi.

ŞARTLAR
- Türk vatandaşı olmak,
- En az lise mezunu olmak,
- Merkezi sınavın (KPSS-2014) yapıldığı 2014 yılının Ocak ayının birinci günü itibarıyla otuz beş yaşını doldurmamış olmak (01/01/1979 ve sonrası doğumlu olanlar),
- Merkezi sınavda (KPSS-2014'de lisans mezunları için KPSSP-3, önlisans mezunları için KPSSP-93, ortaöğretim mezunları için KPSSP-94 puan türünden) en az 70 puan almış olmak,
- Güvenlik soruşturmasından olumlu sonuç almak,
- Askerlikle ilgisinin bulunmaması,
- Kamu haklarından mahrum kalmamış olmak ilk aranan şartlar arasında yer almaktadır.

Sigarayı bırakınca bunların olduğunu kimse size söylemedi!


Zaman ne çabuk geçiyor. Bugün sigarayı bırakışımın ikinci yıldönümünü kutluyorum. Mütevazı olamayacağım, aferin bana...

Merak etmeyin sıkıcı bir yazı olmayacak. Yani “sigarayı bırakınca ciğerler şöyle temizlenir, kalp krizine yakalanma oranı şöyle düşer!” gibi uzmanlık gerektiren, biraz da okumaktan bıktığımız konulara değinmeyeceğim bu yazıda. Kendimce çıkarımlarım var, onları anlatacağım! Dediğim gibi oldukça özel deneyimler bunlar; kişisel gelişim hap'ları gibi değerlendirmemenizi önemle rica ederim...

Görsel, interiorsbystudiom.com sitesinden alıntıdır.

Gelelim sigarayı bırakmanın entrikasal düzlemdeki faydalarına!

1- Kıskanç arkadaşlarınız kimlermiş, sigarayı bırakırken öğrenirsiniz!

Sigarayı bırakacağım” deyince Yok canım sen beceremezsin, en fazla on gün zaman tanıyorum, kesin yine başlarsın!” diyenleri, ya da “Yaa çok kilo alırsın, sonra da veremezsin, boşver bırakma!” diyenleri yazın bir kenara. Kendince en iyi çözümü sunanları da unutmayın bu arada, “Niye bırakıyorsun ki, günde 5 tane iç!” derler mesela. O beşin yarın 10, 15 olacağını adları gibi biliyorlardır üstelik.
Aslında kendileri defalarca gizli gizli deneyip sigarayı bırakamamışlardır ve sizin başarmanızı istemezler, çünkü kıskanıyorlardır. Sigara içerken en yakınınızda yer alan bu kişiler gerçekten dostunuz muydu acaba? Sigarayı bırakmasaydınız bunu asla bilemeyecektiniz! Sizin iyiliğinizi istemeyen kişi hiç dostunuz olabilir mi? “Senin evine de gelinmez artık!” diye tehdit bile savurur onlar, aldırmayın; zaten gelmemeleri ruh sağlığınıza olumlu etki yapacaktır hiç üzülmeyin!

Görsel, artcaffeine.imobileappsys.com sitesinden alıntıdır.

2- Sigarayı bıraktığınızı çekemezler, kilo almışsın derler!

İnsanların dış görünüşlerini gündeme getirmenin ayıp olduğunu düşünerek ve bu konuyu gerçekten de önemsemeyerek, hayatı boyunca balık etli olduğu halde kilosu hakkında en ufak bir yorum yapmadığınız ve kendisini dost bildiğiniz en yakın(!) arkadaşınız “7-8 kilo almışsındır rahat! Ay şekerim, sen de artık benim bedenimdesin, napıcaksın alışacağız kiloya!” diye size güya yakınlık gösterdiği anda oradan uzaklaşın derim ben. O kadından size arkadaş olmaz, bütün bağları kesmekte fayda var! Sigarayı bırakmasaydınız satır aralarına sokuşturduğu sübliminal mesajlarla kimbilir sizi ne kadar yaraladığını da fark edemeyecektiniz! Tehlikelidir zehir dilli hatun kişiler! Ah sigarayı bırakmak, sen nelere kadirsin! Hem ciğerleri hem de ruhu temizliyorsun!

3- Sigarayı bıraktığınızda benciller su yüzüne çıkar!

Sigara içebilir miyim?” diye hayatta sormazlar. Yeni bıraktığınızı bile bile, belki de inadına yakarlar yanınızda, bununla da kalmayıp dumanını yüzünüze, mis gibi kokan saçlarınıza doğru üfürürler! Hava güzel olsa da camı açmazlar mesela! Sigara onların hakkıdır, siz de onlara uymak zorundasınızdır! 
Bu kişiler bencildir işte, hep kendilerini düşünürler, arkadaşlıkları da göstermeliktir, kaçılası insanlardır bu gruptakiler! Sigarayı bırakmasaydınız nereden bilecektiniz bu durumu?
İnsanın aklına içeriği çok alakalı olmasa da bir şarkı geliyor:

“...Tanı bunları, tanı da büyü Adiloş Bebe!...”

Görsel, nytimes.com sitesinden alıntıdır.

4- Sigarayı bırakınca daha az dedikodu yaparsınız!

İş yerlerinde “sigara molası verelim” diye gidilen çay ocakları ve mutfaklar gıybet yuvalarıdır. Dumanaltı dedikodu ortamlarından uzak kalarak hem ciğerleriniz, hem de kalbiniz temiz kalmış olur. Sigarayı bırakmasaydınız entrika bataklığında kokuşacaktınız!!

5- Yere izmarit atanlar avamdır, siz ise kendinizi üstün görebilirsiniz!

Biliyorum, sigara içerken siz asla böyle bir şey yapmazdınız! Gerekirse izmariti -afedersiniz- tükürüğünüzle söndürüp selpak mendile sararak, çöp kutusu buluncaya dek cebinizde gezdirdiğiniz bile olmuştu! Ama bakın işte, entel olduğunu cümle aleme göstermek için kılıktan kılığa giren tatlısu bilmişiarkadaşınız, simsiyah ojeli orta parmağının tek hareketiyle izmariti yere ne de güzel savuruyor! İğrenç ötesi bir hareket değil de nedir bu! İşte bu insan avamdır, Greenpeace'e verdiği imzayı feysbuk'unda yayınlaması sadece gösteriştir, kaçılası kişiliktir. Sigarayı bırakmasaydınız bunu nasıl fark edecektiniz?


6- Sigarayı bırakınca bir filmi / oyunu daha özgün yorumlarsınız!
Sigarayı bırakınca tiyatroda/sinemada perde arasında dışarıya çıkmanıza gerek kalmaz; dolayısıyla da soğukta ellerini ovuştura ovuştura sigarasını içen ve bu arada oyunun/ filmin kritiğini yapan sosyal ortamlardan uzak kalırsınız. Ama bu kötü bir şey değil, bilakis çok da iyi bir şeydir bu durum. 
 Sigara içerken yapılan “Abi yaa, bence katil perdenin arkasında saklanan o hizmetçi; iyi de ne biçim senaryo bu, ben hemen anladım!” gibi yorumlardan uzak kaldığınız için, ikinci perdeye ön yargıyla bakmayacaksınız. Bu sayede de katil hizmetçiymiş diye düşünmeyecek, geniş açıdan değerlendirmelerde bulunacak, katilin aslında intihar ettiğini ve kendine katil süsü verdiğini; dolayısıyla ortada aslında katil olmadığını, o perdenin arkasındaki hizmetçinin sadece camları sildiğini hemen şıp diye anlayıvereceksiniz! Bakın işte gördünüz mü, sigarayı bırakmasaydınız oyuna verdiğiniz para çöpe gidecekti!

Görsel, aristonorganic.wordpress.com'dan alıntıdır.

7- Sigarayı bırakarak diş doktorunuzdan intikam alabilirsiniz!

Benim en sevdiğim sonuçlardan biri de bu: İşaret parmağını gözünüze soka soka sallayan ve
Sigara içmeye devam edersen tedavini yarıda keserim, bütün dişlerin dökülür!” diyen aslında iyi niyetli amakorkunç kamu spotu gibikonuşarak sizi köşeye sıkıştıran diş doktoruna göğsünüzü gere gere gidip diş temizliği yaptırabilirsiniz. Sigarayı bırakmasaydınız bu kadar tatmin edici intikam alma duygusunu nerede yaşayabilirdiniz ki!

8- Sigarayı bırakınca iş bulursunuz!

Biraz zaman alacak ama, cv'nizde “sigara kullanmıyor” olarak güncelleme yapmak zorundasınız.. Bu güncellemeyi yaparken bir de iş ilanlarına göz atasınız gelir. O da ne, hayalinizdeki iş sizi bekliyordur!
 İlahi sürahi, “sigara içiyor” yazan bir cv'yi kim ister ki zaten bu devirde? Saat başı sigara molası veren, ikide bir de bronşit olup rapor alan bir çalışanı kim ister allasen?

Görsel, thegardenglove.com'dan alıntıdır.

9- Bunları söylemiyorum bile!
Salatalığın tadı bambaşkaymış, sabah kalkınca insanın ağzında metalik paslı tat olması çok saçmaymış, saçları savurunca yayılan şampuan kokusu harikaymış, ağzı sigara kokan arkadaştan çaktırmadan uzaklaşmak gerekirmiş, insanın saçları kırılmadan uzayabiliyormuş, eskiden gözde büyüyen mesafeler aslında pır pır kanatlanarak yürünebiliyormuş, tırnakların ve dişlerin doğal rengi sarı değilmiş, insan cildi aslen soluk değilmiş, el ve ayaklar aslında öyle çok acayip üşümezmiş, hasta olursam diye yaşanan suçluluk duygusu ne gereksizmiş, günde bir paket sigaraya verilen para ayda 300 liraymış ve bu ne büyük bir paraymış, klişe olacak belki ama sigarayı bırakmak gerçekten de hiç ama hiç zor değilmiş... Yani özetle sigara içmemek ne kadar güzel bir şeymiş demiyorum bile...

Sağlıklı günler dilerim efenim; hayatımdaki tek duman, pastanın üzerindeki  mumları üflediğim için olsun...


Not: Bu şeyi nasıl bıraktığımı merak ediyorsanız, buradaki yazıma bakabilirsiniz.



Peygamber Efendimizin Mucizeleri

Aşağıdaki yazılar (Mir’at-ı Kâinat) kitabından alınmıştır.

Muhammed aleyhisselamın hak Peygamber olduğunu bildiren şahitler pek çoktur. Ümmetinin Evliyasında hâsıl olan kerametler, hep Onun mucizeleridir; çünkü kerametler, Ona tâbi olanlarda, Onun izinde gidenlerde hâsıl olmaktadır. 

Muhammed aleyhisselamın mucizeleri, zaman bakımından üçe ayrılmıştır:

Birincisi, mübarek ruhu yaratıldığından başlayarak, Peygamberliğinin bildirildiği (bi’set) zamanına kadar olanlardır.

İkincisi
, bi’setten vefatına kadar olan zaman içindekilerdir.

Üçüncüsü
, vefatından kıyamete kadar olmuş ve olacak şeylerdir.

Bunlardan birincilere, (İrhas) yani, başlangıçlar denir. Her biri de ayrıca görerek veya görmeyip akıl ile anlaşılan mucizeler olmak üzere ikiye ayrılırlar. Bütün bu mucizeler o kadar çoktur ki, saymak mümkün olmamıştır. İkinci kısımdaki mucizelerin üç bin kadar olduğu bildirilmiştir. Bunlardan bazılarını aşağıda bildireceğiz.

1- Muhammed aleyhisselamın mucizelerinin en büyüğü Kur’an-ı kerimdir. 

2- En büyük mucizelerinden biri de, Mirac mucizesidir. 

3-
 Meşhur mucizelerinin en büyüklerinden biri de, Ay’ı ikiye ayırmasıdır. Bu mucize, başka hiçbir Peygambere nasip olmamıştır. Muhammed aleyhisselam elli iki yaşında iken, Mekke’de Kureyş kâfirlerinin elebaşıları yanına gelip, (Peygamber isen Ay’ı ikiye ayır) dediler. M

HZ.MUHAMMEDİN VEFATI

Peygamberimiz Vedâ Haccında Mina’da bulunduğu sırada; “Allah’ın yardımı ve zafer günü gelip insanların Allah’ın dînine akın akın girdiklerini görünce, Rabbini överek, tesbîh et! O’ndan af dile! Çünkü O, tövbeleri dâimâ kabul eder.” meâlindeki en son nâzil olan Nasr sûresi indiğinde Peygamber efendimiz kızı hazret-i Fâtımâ’yı çağırıp; “Bana kendi vefâtım haber verildi.” buyurdu. Bunun üzerine ağlamaya başlayan Fâtımâ’ya; “Ağlama, zîrâ benim ehlimden bana ilk kavuşan sen olacaksın.” buyurdu.

Cebrâil aleyhisselâm Peygamber efendimize her sene o zamâna kadar nâzil olan âyetleri okumak üzere senede bir kere gelirdi. Vefât edeceği sene iki kere gelip Kur’ân-ı kerîm’i iki defâ baştan sona okudu.

Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem vefât etmeden bir müddet önce Bakî mezarlığında ve Uhud’da bulunan Müslümanların kabrini ziyâret ederek onlar için duâ ve istiğfâr etti.

Bakî mezarlığındayken yanında bulunan Ebû Müveyhib’e dönerek;“Ey Ebû Müveyhib! Ben dünyâ hazîneleriyle âhiret nîmetlerini seçmede serbest bırakıldım. İstersen dünyâda bakî ol, sonra Cennet’e git, istersen likaullah (Allah’a kavuşmak) hâsıl olup Cennet’e gir dediler. Ben likaullahı ve sonra Cennet’i seçtim.”buyurdu.

Sevgili Peygamberimiz vefâtından önce humma hastalığına tutuldu. Bu hastalık 13 gün sürdü. Bu müddetin son 8 gününü hazret-i Âişe’nin odasında geçirdi. Hastalığının ilk günlerinde ve ateşi düştüğü sıralarda mescide çıkıp Eshâbına namaz kıldırıyordu.

VEDA HUTBESİ

Bismillahirrahmanirrahim
"Ey insanlar!
"Sözümü iyi dinleyiniz! Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha bulusamiyacagim.
"Insanlar!"Bugünleriniz nasil mukaddes bir gün ise, bu aylariniz nasil mukaddes bir ay ise, bu sehriniz (Mekke) nasil
mübarek bir sehir ise, canlariniz, malariniz, namuslariniz da öyle mukaddestir, her türlü tecâvüzden
korunmustur.
"Ashabim!
"Muhakkak Rabbinize kavusacaksiniz. O'da sizi yapti olayi sorguya cekecektir. Sakin benden sonra eski
sapikliklara dönmeyiniz ve birbirinizin boynunu vurmayiniz! Bu vasiyetimi, burada bulunanlar,
bulunmayanlara ulastirsin. Olabilir ki, burada bulunan kimse bunlari daha iyi anlayan birisine ulastirmis
olur.
"Ashabim!"Kimin yaninda bir emanet varsa, onu hemen sahibine versin. Biliniz ki, faizin her cesidi kalidirilmistir. Allah
böyle hükmetmistir. Ilk kaldirdigim faiz de Abdulmutallib'in oglu (amcam) Abbas'in faizidir. Lakin
anaparaniz size aittir. Ne zulmediniz, ne de zulme ugrayiniz.
"Ashabim!""Dikkat ediniz, Cahiliyeden kalma bütün adetler kaldirilmistir, ayagimin altindadir. Cahiliye devrinde güdülen
kan davalari da tamamen kaldirilmistir. Kaldirdigim ilk kan davasi Abdulmuttalib'in torunu Iyas bin
Rabia'nin kan davasidir.
"Ey insanlar!"Muhakkak ki, seytean su topraginizda kendisine tapinmaktan tamamen ümidini kesmistir. Fakat siz bunun
disinda ufak tefek islerinizde ona uyarsaniz, bu da onu memnun edecektir. Dininizi korumak icin bunlardan da
sakininiz.
"Ey insanlar!"Kadinlarin haklarini gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanizi tavsiye ederim. Siz kadinlari, Allah'in
emaneti olarak aldiniz ve onlarin namusunu kendinize Allah'in emriyle helal kildiniz. Sizin kadinlar üzerinde
hakkiniz, kadinlarin da sizin üzerinizde hakki vardir. Sizin kadinlar üzerindeki hakkinizi; yataginizi hic
kimseye cignetmemeleri, hoslanmadiginiz kimseleri izininiz olmadikca evlerinize almamalaridir. Eger
gelmesine müsade etmediginiz bir kimseyi evinize alirlarsa, Allah, size onlarin yataklarinda yalniz
burakmaniza ve daha olmasza hafifce dövüp sakindirmaniza izin vermistir. Kadinlarin da sizin üzerinizdeki
haklari, mesru örf ve adete göre yiyecek ve giyeceklerini temin etmenizdir.
"Ey mü'minler!"Size iki emanet burakiyorum, onlara sarilip uydukca yolunuzu hic sasirmazsiniz. O emanetler, Allah'in kitabi
Kur-ân-i Kerim ve Peygamberin (a.s.m) sünnetidir.
"Mü'minler!"Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz! Müslüman Müslümanin kardesidir ve böylece bütün Müslümanlar
kardestirler. Bir Müslümana kardesinin kani da, mali da helal olmaz. Fakat malini gönül hoslugu ile vermisse
o baskadir.
"Ey insanlar!"Cenab-i Hakk her hak sahibine hakkini vermistir. Her insanin mirastan hissesini ayirmistir. Mirasciya vasiyet
etmeye lüzüm yoktur. Cocuk kimin döseginde dogmussa ona aittir. Zina eden kimse icin mahrumiyet vardir.
Babasindan baskasina ait soy iddia eden soysuz yahut efendisinden baskasina intisaba kalkan köle, Allah'in,
meleklerinin ve bütün insanlarin lanetine ugrasin. Cenab-i Hakk, bu gibi insanlarin ne tevbelerini, ne de adalet
ve sehadetlerini kabul eder.
"Ey insanlar!"Rabbiniz birdir. Babaniz da birdir. Hepiniz Adem'in cocuklarisiniz, Adem ise topraktandir. Arabin Arap
olmayana, Arap olmayanin da Araap üzerine üstünlügü olmadigi gibi; kirmizi tenlinin siyah üzerine, siyahin
da kirmizi tenli üzerinde bir üstünlügü yoktur. Üstünlük ancak takvada, Allah'tan korkmaktadir. Allah yaninda
en kiymetli olaniniz O'ndan en cok korkaninizdir.
"Azasi kesik siyahî bir köle basinza amir olarak tayin edilse, sizi Allah'in kitabi ile idare ederse, onu
dinleyiniz ve itaat ediniz.
"Suclu kendi sucundan baskasi ile suclanamaz. Baba, oglunun sucu üzerine, oglu da babasinin sucu üzerine
suclanamaz.
"Dikkat ediniz! Su dört seyi kesinlikle yapmaycaksiniz:
  • Allah'a hicbir seyi ortak kosmayacaksiniz.
  • Allah'in haram ve dokunulmaz kildigi cani, haksiz yere öldürmeyeceksiniz.
  • Zina etmeyeceksiniz.
  • Hirsizlik yapmayacaksiniiz..
"Insanlar Lâilahe illallah deyinceye kadar onlarla cihad etmek üzere emrolundum. Onlar bunu söyledikleri
zaman kanlarini ve mallarini korumus olurlar. Hesaplari ise Allah'a aittir.
"Insanlar!"Yarin beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz?"
Saheb-i Kiram birden söyle dediler:"Allah'in elciligini ifa ettiniz, vazifenizi hakkiyla yerine getirdiniz, bize vasiyet ve nasihatta bulundunuz, diye
sehadet ederiz!"
Bunun üzerine Resul-i Ekrem Efendimiz (S.A.V.) sehadet parmagini kaldirdi, sonra da cemaatin üzerine cevirip indirdi ve söyle buyurdu:
"Sahid ol, yâ Rab! Sahid ol, yâ Rab! Sahid ol, yâ Rab!"

VEDA HACCI

Hicretin onuncu senesinde Sevgili Peygamberimiz hac için hazırlanıp, Medîne’deki Müslümanların da hazırlanmalarını emir buyurdu. Medîne dışında bulunan Müslümanlara da haber gönderdi. Bu haber üzerine binlerce Müslüman Medîne’de toplandı. Hazırlıklar tamamlanınca Peygamberimiz Zilka’de ayının 25. günü 40 bin kişilik bir kâfile ile öğle namazından sonra Medîne’den hareket etti. 100 kurbanlık deve götürdü. 10 gün süren yolculuktan sonra Zilhicce ayının 4. günü Mekke’ye vardılar. Yemen’den ve diğer beldelerden hac yapmak üzere gelenlerin de katılmasıyla Müslümanların sayısı 124 bine ulaştı. Peygamberimiz zilhiccenin 8. günü Mina’ya, 9. günü (arefe günü) Arafat’a gitti. Arafat Vâdisinin ortasında öğleden sonra Kusvâ adlı devesinin üstünde Vedâ Hutbesi’ni okudu.

MEDİNE DEVRİ

Muhammed aleyhisselâmın ve Eshâb-ı kirâmın Medîne’ye hicretiyle Müslümanlar için yeni bir devir başlamış oldu. Resûlullah efendimizin Mekke’den Medîne’ye hicret etmekte olduğu işitilince, hâdise Medîne’de büyük bir sevinçle karşılandı. Müslümanlar onu karşılamak için yollara düştüler. Sevgili Peygamberimiz Kubâ’ya gelince orada ilk mescidi yaptırdı. Kubâ’da 10 gün kaldıktan sonra Medîne’ye hareket ettiler. Cumâ günü Rânuna Vâdisinden geçerken öğle olmuştu. Peygamberimiz cumâ namazının farz olduğunu bildirdi ve orada ilk cumâ namazını kıldırdı. Medîne’ye varınca görülmemiş bir sevgi ve tezâhüratla karşılandı

MEKKE DEVRİ

Muhammed aleyhisselâm vahyin bir müddet kesilmesinden sonra yine Hira Dağına çıkmıştı. Dağdan aşağı inerken bir ses duydu. Başını kaldırıp baktığında Cebrâil aleyhisselâmı gördü. Mübârek kalbi çarparak ve ürpererek evine dönüp; “Beni örtünüz.” dedi ve örtündü. Bu sırada Cebrâil aleyhisselâm Müddessir sûresinin; “Ey örtüye bürünen (Muhammed aleyhisselâm)! Kalk da (kâfirleri Allahü teâlânın azâbı ile) korkut. Rabbini tekbir et, tâzim et! Giydiklerini temiz tut! Haram edeceğim şeylerden sakın! Yaptığın iyiliği çok görerek başa kakma! Rabbin için sabret! Sûra üfürüldüğü zaman kâfirlere çok sıkıntılı bir gündür. Onlara kolaylık yoktur...”meâlindeki ilk âyetlerini getirdi. Bundan sonra vahiy aralıksız devâm etti. Kur’ân-ı kerîm âyetleri, 22 sene 2 ay 22 gün süren bir müddet içerisinde vahyedilip tamamlandı.

İLK VAHİY

Muhammed aleyhisselâm daha otuz yedi yaşında iken gâibden “Yâ Muhammed” diye nidâ olunduğunu duyardı. Otuz sekiz yaşında iken de bir takım nûrlar görmeye başladı. Bu hâlini sâdece hazret-i Hadîce’ye anlatırdı. Muhammed aleyhisselâma peygamberliğin verilmesinin yaklaştığı bu sırada, o zamânın meşhur ediblerinden Kus bin Sâide, Ukaz Panayırında deve üzerinde büyük bir kalabalığa karşı okuduğu hutbede O’nun geleceğini müjdelemişti. Bu hutbeyi dinleyenler arasında Muhammed aleyhisselâm da bulunmuştu. Kus bin Sâide bu meşhur hutbesinin bir bölümünde şöyle demiştir: “Ey insanlar! Geliniz, dinleyiniz, belleyiniz, ibret alınız, yaşayan ölür, ölen fenâ bulur, olacak olur... Kulak veriniz iyi dinleyiniz? Gökte haber var, yerde ibret alacak şeyler var... Allah’ın indinde bir din... Ve Allah’ın gelecek olan bir peygamberi vardır ki, gelmesi pek yakın oldu. Gölgesi başınızın üstüne düştü. Ne mutlu o kimseye ki, O’na îmân edip de O dahi ona hidâyet eyleye. Vay O’na isyân ve muhâlefet eden bedbahta! Yazıklar olsun ömürleri gafletle geçen ümmetlere!..”

Muhammed aleyhisselâm otuz dokuz yaşında iken sâdık rüyalar görmeye başladı. Rüyâsında ne görürse aynen çıkardı. Bu hal altı ay devam etti. Bundan sonra yalnızlığı sevip insanlardan uzaklaşarak Hira Dağında bir mağarada tefekküre dalardı. Bâzan Mekke’ye gelir Kâbe’yi tavâf ettikten sonra evine giderdi. Evinde bir müddet kalıp yanına biraz yiyecek alarak yine Hira Dağındaki mağaraya gidip tefekkür ve ibâdetle meşgul olurdu. Bu hâlini gören Mekkeliler; “Muhammed Rabbine âşık oldu.” demişlerdi.

Muhammed aleyhisselâm kırk yaşında iken yine bir Ramazan ayında Hira Dağındaki mağaraya çekilmiş ve tefekküre dalmıştı. Ramazanın 17. Pazartesi gecesi, gece yarısından sonra kendisini adıyla çağıran bir ses işitti. Başını kaldırıp etrafa baktığı sırada ikinci defâ bir ses işitti ve her tarafı birden bire bir nûr kapladığını gördü. Sonra Cebrâil aleyhisselâm karşısına geldi. “Oku!” dedi. “Ben okumuş değilim.”dedi. O zaman melek Muhammed aleyhisselâmı tutup tâkatı kesilinceye kadar sıktı ve; “Oku!” dedi. Yine; “Ben okuma bilmem.”cevâbını verdi. İkinci defâ sıktı ve; “Oku!” dedi. “Ben okuma bilmem.” dedi. Cebrâil aleyhisselâm üçüncü defâ tutup sıktı ve sonra bıraktı ve; “Oku! Her şeyi yaratan Rabbinin ismiyle ki O, insanı pıhtılaşmış kandan yarattı! Oku, Allahü teâlâ büyük kerem sâhibidir. O, kalemle öğretir, bilmediklerini öğretir.” meâlindeki Alak sûresinin ilk beş âyetini getirdi. Muhammed aleyhisselâm da onunla berâber okudu. İlk vahiy bu sûretle başladı ve bütün cihânı aydınlatan İslâm güneşi doğdu.